Yüzyıllar evvel (14. Yüzyıl) ünlü düşünür, devlet adamı ve iktisatçı İbn-i Haldun ‘’Kıtlık zamanlarında insanları açlık değil, alışmış oldukları tokluk öldürür’’ derken gerçekten haklı mıydı?
Aslında ilk sokağa çıkma yasağında da yaşamış olduğumuz durum, bunun en net göstergesi diyebiliriz. O anda gerçekten aç mıydık? Her ne kadar psikolojik, sosyolojik nedenleri olsa da ben bu durumu beslenme bilimi ve psikoloji üzerinden irdeleyeceğim.
Açlık, normal şartlarda midemizin guruldaması ve kan şekerimizin düşüklüğü ile kendisini belli eden doğal bir olaydır. Yani bir hastalık değildir.
Haftanın 6 günü çalışıp güzel bir Pazar sabahına uyandığınızı düşünün. Her gün işe giderken bin bir zorlukla ve zorla ağzınıza tıktığınız peyniri, yumurtayı bir Pazar olduğunda neden rahatlıkla ve yanında belki onlarca çeşitle tüketiyorsunuz? Ya da evde karantinadasınız ve oruçlusunuz. İftarı yaptınız. Ardından bir tatlı olmazsa olmaz. Tatlıyı da tükettiniz, 1-2 saat geçti. Oradan bir çerez tabağı da geldi. Önünüzde TV’de sevdiğiniz dizi veya Netflix’te sevdiğiniz bir film. Yine bin bir iştahla sanki 1-2 saat önce o iftarda bir sürü çeşit yemeği yiyen siz değilmişsiniz gibi. Burada oluşan durum ise bir duygusal açlıktır.
Duygusal açlık veya duygusal yeme durumu hemen hemen herkeste oluşabilecek bir durumdur. Bile bile yiyip ardından ciddi bir pişmanlık yaşıyorsanız bu bir rahatsızlığa doğru gidebilir. Çok geniş bir konu, onun için biraz temel bir bilgi verip bir sonraki yazılarımda gerçek açlık ve duygusal açlık ile ilgili derinlere ineceğim.
Duygusal açlık, kişinin içinde bulunduğu kaygı, stres, mutsuzluk, yalnızlık, boşluk, öfke, sıkıntı gibi duygusal durumlarda kendisini aç olmasa dahi yemeğe vermesidir.
Duygusal açlığı etkileyen pek çok faktör bulunmaktadır ama henüz hala net bir cevabı olmayan karmaşık bir durumdur. Bu yazımda sadece gerçek açlık ve duygusal açlığımızın farkındalığını artıralım istedim. Çünkü bu farkındalık bize çok büyük artılar kazandıracak ve kilo problemi olan kişilerde bir adım atmak demek olacaktır.
Duygusal açlık bir anda başlar. Belki yalnız başınıza otururken aklınıza gelen ani bir cips, film ve kola üçlüsü gibi. O anda evde olmasa dahi gidip en yakın marketten ona alacaksınızdır. Aldınız ve ortamınızı kurdunuz. O anda sanki yaşanılan tüm stres, sıkıntı gitmiş de dünyanın en huzurlu ve mutlu insanısınız. Duygusal açlığı geçiştiremezsiniz, bekletemezsiniz. Aklınıza gelen cipsin yerine belki o açlığı bastırmak için su içtiniz, sebze tırtıkladınız ama nafile. Çünkü kafanızın içinde bir ses ‘’onu al, ye ve mutlu ol’’ demekten vazgeçmiyor. Duygusal açlığın belli bir doyma seviyesi yoktur. Ne zaman ki mideniz gerginleşti veya tekrar sıkıldınız o anda bırakabiliyorsunuz. Ardından büyükçe bir pişmanlık da beraberinde geliyor tabi ki. Bir daha olmayacak diyorsunuz ama stresli, sıkıntılı bir günden sonra veya evde sıkıldığınız boş bir anda bir bakmışsınız tekrar kafanızın içinde dolaşıp duruyor. İşte duygusal açlık tam da budur. Çok fazla çeşidi vardır ama bu yazımda biraz daha farkındalığı artırmak amacı ile en göz önünde olan ile başlamak istedim.
Pekiyi gerçek açlık?
Şimdi az önce saydığım durumları unutun ve sağlıklı bir bireyseniz 4-5 saat önce yemek yediğinizi düşünelim. Yavaşça mideniz guruldamaya ve kan şekeriniz düşmeye başlamış bile. Sofra kurulmuş ve önünüzde etli bir sebze yemeği, yoğurt, salata, ekmek var. Gayet normal bir şekilde ekmeğinizi kopardınız ve diğer çeşitlerden de tükettiniz. 20-25 dakika sonra bir ses ‘’yeter bu kadar, artık doydun’’ dedi. Sofradan kalktınız ve doyduğunuzu beyninize iletebildiniz. O an sofrada normal bir yemek yerken cips aramadınız, çikolata aramadınız. Yani gayet normal bir şekilde vücudunuzun sinyalleri açlığı algıladı, o anda önünüze ne koyulduysa yediniz ve kalkabildiniz.
O anda yemek hazır olmasa dahi yarım saat bekleyebilirdiniz değil mi? Oruç tutarken 16 saat bekleyebildiğinize göre evet bekleyebilirdiniz. İşte gerçek açlık geciktirilebilir aynı zamanda ve aniden gelmez.
Duygusal açlıkta kişiler tarafından tuzlu, karbonhidratlı ve yağlı yiyecekler ve içecekler tercih edilir. Gerçek açlıkta ise bir tabak sebze yemeği de doymanız için yeterlidir.
Basit bir ol o halde, içinde bulunduğunuz durumu tahlil etmek için ilk etapta şunu sorun kendinize; eğer şu anda önümde bir kuru fasulye, salata ve yoğurt olsa yemek ister miyim yoksa sadece canım şunu mu istiyor?
İlk adımları atmadan sonrası gelmez. Sonraki yazılarımda daha çok kavrayacağız. Sağlıkla ve güzel duygularınızla kalın…
DİYETİSYEN FATİH BIÇAKLAR
İnstagram: @dyt.fatihbicaklar
Facebook: Diyetisyen Fatih Bıçaklar
Twitter: @dytfthbcklr
İletişim No: 0 (544) 421 88 65